Tatil zamanı uçak biletleri rezerve edilir, her şey dahil otellerden rezervasyonlardan yapılır, gittiğimiz yerin neresi olduğunu bile görmeden koşa koşa geçen bir yılın ardından koşa koşa bir tatil de akar gider. Oysa tatili tatil yapan, yol üstündeki çeşmede içtiğiniz soğuk su, yoldaki gözlemecide yediğiniz domateslerin kokusu ve benzinlik çayının tadı değil midir?
Evet, modern hayatın birçok getirisi var. Mesela İstanbul’dan Antalya’ya birkaç saate uçabiliyorsunuz. Tabii havalimanına kaç saatte ulaşırsınız. Oraya harcadığınız zamanı yolda kahvaltı yapmaya harcamak istemez misiniz? O da sizin tercihiniz olacaktır.
Geleneksel tatil prosedürü bellidir. Özel aracımızla gideceksek, sabah ezanına müteakip yola çıkarız. Şehrin trafiğine kalmadan sınırları geçmek için son derece faydalı olan bu eylem sayesinde, saat 6 olmadan gişelerden çıkış yaptık mı; yollar bizimdir. Prensip olarak yolculuğun o gün içerisinde bitmesi gerekli olduğundan öyle her yerde durmayalım. O2’den E80’e bağlanıp Körfeze ulaştığımızda artık bir şeyler yemenin vakti gelmiş olacak. Biraz daha sabredip Gemlikte denize nazır bir kahvaltı da yapabiliriz. Gemlik körfezde muhteşem kahvaltıları ile meşhur Kahvaltı Salonu, transit yolcular kadar yerli halkın da keyfini sürdüğü bir mekan. Lezzetli bir kahvaltının üzerine, körfez manzarasında çayımızı da içip, artık yola koyulabiliriz.
Yeni Nesil otoyollar artık ülkemizde her yeri dolaşıyor. Tabii Osmangazi köprüsünden İnegöl’e kadar bunun bir segment üst deneyimini yaşadığımız için pek fazla durağımız olmayacak. Zira otoban sıfatındaki yolda durulacak pek nokta bulunmuyor. Fakat İnegöl’den itibaren artık devlet yolunda olacağız ve bu yolun bir günde bitmesi pek olası görünmüyor. Öğle saatlerine ulaşmış olmamıza rağmen henüz Marmara’dan çıkamadık. Ki önümüzde oldukça fazla yol var.
Rotamız, İnegöl, Bozüyük ve Kütahya’nın ardından tartışılmaz lezzet durağımız Afyon olacak. İstediğiniz kadar tok olun, Afyon’da durup bir şeyler yemeden geçerseniz, o tatil sayılmaz. Antalya Seyahatlerinin İstanbul ve Ankara gibi iki büyük şehirden mecburi rotası üzerinde bulunan Afyon’da aracınızı park etme sorunu yaşayabilirsiniz o konuda uyarıda bulunmak gerek.
Afyon il sınırından itibaren güzel kokular burnunuza geliyor gibi olacak. Kırmızı et seviyorsanız burası sizin için bir cennet. Tartışmasız etin en iyisi burada işleniyor. Onlarca restorandan hangisini seçeceğinize şaşırabilirsiniz. Ama size bir sır verelim. Yol üstü yerine çarşı içini deneyebilirsiniz. Yerli halkın yiyip içtiği restoranlarda benzersiz fiyatlarla muhteşem yemekler yiyebilirisiniz. Afyon’da zayıf insan nasıl olur şaşıyor insan!
Burada yiyeceğiniz sucuktan sonra, yiyeceğini tüm sucuklar anlamsız kalacak. Çarşı içinde Merve restoranı bulun ve kendilerinin imal ettikleri sucuklardan yaptıkları sucuk ekmeği mutlaka yiyin. Hatta ekmeği boşverin, sadece sucuğu yiyin. Daha yiyecek çok şey var…
Ege ve İç egede bir ritüel olan Keşkek de Afyon’da tadına bakılması gereken bir yiyecek. Kimilerimizin damak tadına uymayacak olsa da, et seveler için muhteşem bir seçim olacaktır. Keşkek satılan restoranlarda, mutlaka diğer opsiyonların da en güzelleri olacaktır.
Afyon yeme içme adına üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek bir yer ama, malum; daha 3-4 saatlik yolumuz var. Haydi devam edelim…
Afyon’dan sandıklı yönüne döndükten bir saat kadar sonra yol kenarında küçük restoranlar ve patatesli ekmek satan seyyar satıcılar göreceksiniz. Genelde dönüşte bulunurlar, zira tatile giderken o kocaman ekmeği büyük ihtimalle almazsınız. Ama dönüşte almanızı şiddetle öneriyoruz. Sandıklı’dan sonra sırasıyla Isparta ve Burdur il sınırlarına geleceğiz. Artık Antalya’ya çok yaklaştık ama, yoldan mıdır havadan mıdır bilinmez, midemiz kıyıldıysa; yolun solunu takibe alın. Öğretmenin yeri bütünüyle organik domatesleri ve muhteşem gözlemeleri ile sizi bekliyor olacak. Son 100km için süper bir yakıt olacak gözlemelerimizi de yedikten sonra, gözlemenin sağladığı serotonin, o tepenin ardından Antalya’nın ışıklarını görmemizle zirveye ulaşacak.
Sizce de tatilin bir gününü bu keyfe ayırmaya değmez mi?