Yıllar önce bir karar verdim. Bu kararı verirken çok kez sınandım. Dedim ki, sonucuna müdahale edemeyeceğim şeyler için üzülmeyi bırakacağım. Çünkü düşünsenize, benzin döküp kendimi de yaksam sonuna etki edemiyorsam, kendimi bu kadar yıpratıyor olmak saçma değil mi?
Tanrım bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etme gücü değiştirebileceğim şeyleri değiştirme cesareti ve bu ikisi arasındaki farkı anlayabilme sağduyusu ver. Marlo Morgan
Pek çok olay yaşıyoruz gün içinde. İyi şeyler ve olumsuz şeyler. Dengemiz altı üst oluyor bazen. Üzülüyoruz. Telefonumuz yere düşüp kırılıyor, üzülüyoruz. Kendimize kızıyoruz, neden oraya koydum, neden kolum çarptı diye. Uçak rötar yapıyor, sinirden ölüyoruz. Trafik sıkışık, ilerleyemiyoruz, toplantıya geç kalıyoruz ve stresten deliriyoruz. Hep bir şeyler oluyor.
İki şeye bakmak gerek. olumsuz bir olay yaşadın. Sonucunu değiştirme olanağın var mı? Evet ya da Hayır. Cevabın Evet ise iki yeni soru çıkar karşına. Değiştirmek için ne yapabiliyorsun? Eğer cevabın Hayır ise, neden üzerine daha fazla düşünerek kendini yıpratıyorsun?
Yıllar önce yaşadığım bir olay dan diye vurdu kafama. Kurumsalda çalıştığım firmada fon grubunda markamızın hayran olduğum genius direktörü, rol modelim Can İkinci ile bir toplantıya girecektim. Toplantıya benim projem ile ilgili danışmanlık aldığımız şirketin genel müdürü de gelecekti. Ben şirketin Anadolu Hisarı‘nda Göksu Deresi kıyısındaki müthiş ofisine vaktinden biraz önce gittim. Toplantıya gelecek olan diğer genel müdür bana trafikte olduğunu ve gecikeceğini iletti. Can Bey odaya gelip bana selam verdi. Misafirimizi sordu. Trafikte olduğunu söyledim. Hemen arayıp ne zaman geleceğini öğrenip kendisine bilgi vermek istedim. Can İkinci Gerek yok dedi. Aradığında nasılsa geliş vaktini değiştiremeyeceğiz. Geldiğinde bana haber verirler yanınıza gelirim. diyerek odasına döndü. Yüz milyonlarca TL’yi yöneten, her saniyesi kıymeti olan bir adamın olaya, duruma rasyonel bakışını ve rahatlığını düşünebiliyor musunuz?
Ben telaşla telefon etsem ne olacaktı? Geliş saati değişecek miydi? Trafiği açabilecek miydim? Hayır! Ne yaparsak yapalım diğer genel müdürün toplantıya geleceği saate etki edemeyecektir. O sebeple en ufak bir efor göstermemi bile istemedi Can İkinci. Milyon tane işi olmasına rağmen son derece rasyonel bir bakış ile odasına döndü.
Yıllar önce, zaten sonunu değiştiremeyeceğim şeyler için üzülmemem gerektiği konusunda kendimi programlamaya çalıştığım bir dönemde, dere kenarındaki o şirin toplantı odasındaki bu olay kafama balyoz ile inmişti. O günden beridir, yaşadığım olumsuz şeylere tabii ki yine üzülüyorum ama eskiden olduğundan çok daha az üzülüyorum. Kendimi yıpratacak kadar değil. Stresi daha az hissederek daha da mutlu yaşayabilmek aslında bizim elimizde. Sadece olaylara bakışını değiştir yeter!
Yazının Kaynağı www.cemkarakus.com by Cem Karakuş